Günah çıkarmaktan vazgeçip değiştirmeliyiz | Çağdaş Dergi 2

GÖKHAN DURMUŞ | TGS Genel Başkanı

Türkiye medyasında sendikanın tasfiye edilmesinin üzerinden neredeyse 30 yıl geçti.  Gazetecilik, toplumsal kutuplaşmanın ve sendikasızlaştırmanın da etkisiyle dikkate alınmayan, kolay hedef hâline gelen bir meslek grubuna dönüştü, bu da itibar kaybına yol açtı.

Toplum genelinde uygulamaya konan, sosyal ve ekonomik alanda bireyselleşmeyi kışkırtıcı, mesleki dayanışma başta olmak üzere her türlü dayanışmayı sınırlayan politikalara daha yoğun maruz kalan gazeteciler, son yıllarda yaşadıkları erozyonun farkına varmaya başladı. 1990’lı yıllara kadar yüzde 60’ların üstünde olan medya sektöründeki örgütlülük oranı 2022 yılında yüzde 9’lara geriledi. Gerilemede elbette patronların, sendikal yasaların etkisi var ancak kabahatin büyüğünün biz gazetecilerde olduğunu da söyleyebiliriz.

Son yıllarda basın iş kolunda sendikalaşma konusunda yavaş da olsa hareketlilik başlayınca sık sık günah çıkarmalarla karşılaşır olduk. Gazetecilik meslek örgütlerinin yaptığı her toplantıda “Sendikasızlaştırma sürecinde yeteri kadar direnemediklerini, teslim olduklarını” anlatan o kadar çok meslek büyüğü var ki, duysanız şaşırırsınız.

Şüphesiz geçmişte hatalar, yanlışlar yapıldı. Sendika da hatalar yaptı ancak bunlara sığınarak mesleğimizin, haklarımızın elimizden alınmasına seyirci kalamayız. Altı çizilmesi gereken bir diğer nokta da, 30 yıl içinde medya sektörünün çalışan yapısındaki büyük değişim. Sendikalı, ayrıcalıklı dönemlere şahit olmuş gazeteci sayısı, bugünkü toplamın yüzde 10’unu geçmez. Ama yeni, istekli ve sorumluluk almaktan çekinmeyen genç bir kuşak bugün meslek ilkelerine sahip çıkmak için en önde yürüyor. Değişimi müjdeleyen ateşi de bu kuşak elinde tutuyor.

DEĞİŞİM BAŞLADI

2006 yılından itibaren iktidarın medya alanına ilişkin yürüttüğü özel bir politika nedeniyle gazetecilik mesleği tehdit altında. Meslektaşlarımız tutuklanıyor ya da adliyelerde haberlerini savunmak zorunda bırakılıyor. Bu kadar baskının, korkutmanın yaşandığı sektörde topluma doğru haberi ulaştırmak için var güçleri ile çalışan meslektaşlarımızın sayısı da azımsanmayacak kadar fazla.

İşte biz burada düştüğümüz yerden kalkmaya başladık. Asgari ücret seviyesinde olan ücretlerin yükseltilmesi, sansüre karşı, iş ve sendikal güvence için örgütlenme hızlandı. Yıllarca bu mesleği icra edecek olan genç meslektaşlarımızın sendikalaşmaya yönelik ilgilerinin de hızla yükseldiğini söylemek mümkün.

2012 yılında İşkolları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/20121219-8.htm) gazetecilik işkolu, matbaa işkolu ile birleştirildi ve “Basın, Yayın ve Gazetecilik” işkolunu oluşturuldu. Böylelikle sektörde çalışan sayısı yaklaşık 100 bine yükseldi. 2013 yılı ocak ayı istatistiğine göre işkolundaki örgütlülük oranı yüzde 3.5 olarak açıklanmıştı. 2021 Temmuz istatistiklerine baktığımızda işkolundaki sendikalaşma oranının yüzde 8.4’e çıktığını görüyoruz. Bu artışın devam etmesi ve 2022 Ocak istatistiklerinde yüzde 10 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. Yeterli mi, elbette değil.

SEKTÖR DARALIYOR

2012 tarihli yönetmelik değişikliğiyle işkollarının birleştirilmesinin ardından medya sektöründe çalışan sayısı, günümüzde 90 bin civarında. Matbaa iş kolu dışında çalışan yani sadece gazetecilik yapanların sayısında ciddi bir düşüş yaşandığının altını çizmek gerekiyor. Yapmış olduğumuz kapsamlı araştırma sonucunda gazetecilik faaliyeti yürüten işyerlerinde kayıtlı çalışanların toplam sayısının yaklaşık 23 bin olduğunu görüyoruz. Bu sayının içinde “Gazetelerin yayımlanması” başlığı altında 10 bin; “Televizyon programcılığı ve yayıncılığı faaliyetleri” alt başlığı altında 8 bin; “Haber ajanslarının faaliyetleri” başlığı altında 4 bin; “Radyo yayıncılığı” başlığı altında ise yaklaşık bin kayıtlı çalışan bulunuyor. Diğer bir deyişle “Basın, Yayın ve Gazetecilik” işkolu içinde, gazetecilik mesleğini icra ettiğini düşündüğümüz kayıtlı çalışan sayısının, işkolundaki toplam kayıtlı çalışan sayısına oranı yüzde 24.7.

Sendika olarak ülkemizde kaç kayıtlı gazeteci olduğuna dair yukarıdaki veriyle yetinmeyerek, SGK’ya meslek kodları üzerinden Aralık 2020’de bir bilgi edinme başvurusunda bulunduk. Ocak 2021’de gelen yanıta göre farklı meslek kodlarında toplamda 23 bin 306 gazeteci olduğunu gördük. Bu bilgi hem yukarıdaki çalışmamızı doğruladı hem de hangi meslek kodu ile kaç gazetecinin istihdam edildiğine dair bize bilgi sundu.

Örneğin 5 bin 308 kişi ile “muhabir” en fazla istihdamın gerçekleştiği meslek kodu iken, onu, 2 bin 984 kişi ile “gazete muhabiri” ve 2 bin 571 kişi ile “editör-gazete, dergi vb.” kodu takip ediyor. En az istihdamın ise 2 kişi ile “Spor Yazarı”, 3 kişi ile “okur temsilcisi” ve 5 kişi ile “takdimci” kodu ile olduğunu görüyoruz. İletişim ve gazetecilik fakültelerinden mezun olan gençleri dâhil etmediğimizde dahi sektördeki işsizlik oranı yüzde 25’i geçiyor. Bu oran her yıl daha da yükseliyor.

YENİDEN CANLANMA DÖNEMİ

2012 yılına kadar ağırlıkla Anadolu Ajansı’ndaki (AA) üyeleri ile ayakta kalmaya ve bu fırtınayı atlatmaya çalışan TGS, bu dönemde Basından Sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıktan müdahalesi ile AA’dan tasfiye edildi, kapasitesi ve etkinliği de ciddi yara aldı. O dönemde işkollarına yönelik düzenleme ile gazetecilik işkolu genişletilerek bugünkü hâlini alınca sendika, işkolu barajının da altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.

Bu karamsar tabloyu tersine çeviren ise genç gazetecilerin sendika yönetimlerinde görev ve sorumluluk almaları oldu. Bu nedenle 2014’ten günümüze kadar geçen süreyi “yeniden canlanma/inşa” dönemi olarak ifade etmek yanlış olmayacak. Oldukça başarılı olan “5N1K1Sendika” kampanyası ile gelen yüzlerce üyelik sayesinde işkolu barajı sorunu aşıldı. Ardından İstanbul şube yönetiminin çabaları sonucu ilk önce Evrensel gazetesi ve ardından BirGün gazetesi, Kocaeli Manşet gazetesi ve Bianet ile toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalandı.

TGS’nin AA gibi kamu kurumu dışında, özel basın kuruluşlarında da sendikalaşma girişimleri başlatması, sektörde yeni bir heyecana ve morale vesile oldu. Her bir kazanım, ihtiyaç duyulan her yerde sendikanın olması, her bir haklı itiraz TGS’yi büyüttü. “Yeniden canlanma” dönemini öncekilerden ayıran temel fark, TGS’nin hem bir meslek örgütü hem de emek örgütü olduğu gerçeğini hiç unutmadan faaliyet yürütebilme becerisi.

Çağdaş Gazeteciler Derneği gibi TGS de ülkemizdeki birçok saygın ve tarihi mücadelelerle dolu meslek örgütlerinden birisi. Ancak bu kıymetli yol arkadaşlarımızdan bizi ayıran biricik fark, sendika olmaktan kaynaklı elde ettiğimiz toplu sözleşme yapabilme ehliyeti. TGS bu sayede basın özgürlüğü mücadelesi ile gazetecilerin kolektif hak mücadelesi arasında kopmaz bir bağ kurmayı ve bunu günlük çalışmasına yansıtabilmeyi başarmış bir emek ve meslek örgütü olarak kendini gösteriyor.

11 SÖZLEŞMENİN 10 TGS’DE

Geldiğimiz noktada; 2014’den bu yana Evrensel gazetesinde, 2016’dan bu yana Bianet’te, 2017’den bu yana 9 Eylül gazetesinde, 2018’den bu yana Yön Radyo’da, 2019’dan bu yana Gazete Duvar, Reuters Haber Ajansı ve Refinitiv Enformasyon’da, 2021’den bu yana Ege İz Gazete, AFP Türkiye bürosu, Cumhuriyet gazetesi ve Dokuz 8 Haber’de yetkili sendika olarak TGS, gazetecilerin tercihi oldu. TGS, günümüzde sadece medya sektöründe TİS kapsamındaki 11 işletmenin 10’unda TİS yetkili olmayı başardı. 2021 yılında çoğunluğu sağladığımız ve pazarlıkların sürdüğü BBC Türkiye bürosu ve AP Türkiye bürosunda da görüşmeler çeşitli düzeylerde devam ediyor. 2022 yılı içinde ise en az dört farklı basın kuruluşunda yetkiye başvurmak üzere gerekli çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü de not etmek istiyorum.

Peki bu dönemde gazetecilerin kolektif mücadeleleri hep güzel ve sorunsuz mu ilerledi? Ne yazık ki hayır. Hürriyet gazetesinde sendikal çalışma nedeniyle Ekim 2019’da yaşanan işten atmalar, bunun en somut ve yakın örneği. Her ne kadar iki yıldan fazla süren yargılama sonunda üyelerimizin sendikal nedenle işten çıkarıldıkları kesinleşse de bu durum, gazetedeki sendikalaşma çalışmasına ciddi bir darbe vurdu.

Hürriyet’teki bu işten atmalar, işverenin siyasi iktidar ile kurduğu yakın bağ nedeniyle kimilerine “normal” gelebilir. Ancak işverenlerin politik tercihleri ile sendika karşıtlıkları arasında doğrudan bir ilişki yok. 2020’de FOX TV’de, Mayıs 2021’de ise Halk TV’de çalışan meslektaşlarımızın tercihi ile çoğunluğu sağlamamıza rağmen, işverenlerin itirazı ile süreçlerin yargıya taşınması da buna örnektir.

TGS’nin güncel üye sayısı yaklaşık bin 400 iken yetki itirazının olduğu işletmelerdeki toplam çalışan sayısının da yaklaşık bin 600 olduğunu ifade etmek istiyorum. Diğer bir deyişle TGS’nin doğru bir örgütlenme stratejisine sahip olduğu ancak işverenlerin sendika karşıtı tutumları nedeniyle potansiyelinin ancak yarısını gerçekleştirebildiği görülüyor. Özetle sendikalaşmak, işverenin politik aidiyeti ne olursa olsun tüm gazeteciler için zor ve meşakkatli bir süreç. Ancak yukarındaki örneklerden görüleceği üzere imkânsız değil.

Eğer bu mesleği icra etmeye devam edeceksek değiştirmek zorundayız. Evimize ekmek götürebilmek için, kalemimizi özgürce oynatabilmemiz için, kuralsızlığın kural olduğu dijital dünyanın içinde insanca çalışabilmek için değiştirmek zorundayız. Mesleğimiz içinde yok edilen dayanışmayı yeniden inşa ederek değiştireceğiz. Meslektaşlarımızı rakip değil omuzdaş görerek değiştireceğiz. Son söz olarak; çözümün “tek kalem” kalmak değil, binlerce kalem ile yan yana gelerek kırılmaz, güçlü bir dayanışma inşa etmek olduğunu hatırlatarak, tüm meslektaşlarımıza “Birlikte güçlüyüz!” diyorum.

UNSUR GAZETECİLERİN YARISI KARTSIZ

Sendika olarak bilgi edinme kapsamında Aralık 2020’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına, “Sigortalı çalışan gazetecilerin kaçının basın kartı vardır?” ve “Bu basın kartlarının kaçı sürekli basın kartıdır?” sorularını da yönelttik. Gelen yanıta göre, 02.12.2020 itibari ile göreve bağlı basın kartı sahibi basın mensubu sayısı 9 bin 204 ve sürekli basın kartı sahibi basın mensubu sayısı ise 5 bin 900. Gelen yanıttan da görüleceği üzere göreve bağlı basın kartı sahipleri ile sürekli basın kartı sahiplerinin toplamı (15 bin 104), SGK’nın paylaştığı sayının (23 bin 306) altındadır. Diğer bir deyişle kart sahibi gazetecilerin tamamının aktif olarak çalıştığı düşünülürse, kayıtlı gazetecilerin sadece %64,8’inin basın kartına sahip olduğu görülüyor.

ÖNE ÇIKANLAR

ÇAĞDAŞ DERGİ

BASIN AÇIKLAMALARI

EN SON...