Cumhuriyet – 11 Ocak 1995
Gazeteci Bayramı’nda 212 sayılı yasa tartışıldı
Haber Merkezi – Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)Genel Başkanı Orhan Erinç, bugün basın çalışanlarının içinde bulunduğu koşulların, 1952 yılının da gerisinde kaldığını vurgulayarak “Basın çalışanlarının büyük çoğunluğunun geleceği, iki işverenin iki dudağı arasındadır” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli de 1995’e birtakım sorunlarla ve kan kaybıyla giren basının, geçmişte olduğu gibi üzerine düşen görevi yapmaya devam edeceğim söyledi.
Başbakan Tansu Çiller de yayımladığı mesajda, Türk basınının gelişmesi ile demokrasinin gelişmesinin hep iç içe olduğuna dikkat çekerek “212 sayılı yasanın misyonunu tamamladığı ve ihtiyaca cevap veremediğinin görüldüğünü” belirtti. Çiller, basın kuruluşlarını, 212 sayılı yasayı güncelleştirecek çabaların içine girmeye çağırdı ve “Bu görev, basın çalışanlarının yanı sıra, basın kuruluşlarının da sırtındadır” dedi.
Tekelleşme tehdit ediyor
TGS Genel Başkanı Orhan Erinç, gazetecilerin çalışma koşullarını düzenleyen 212 sayılı yasanın yürürlüğe girişinin 34. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.
Gazetecilerin çalışma koşullarının ilk kez 1952 yılında düzenlendiğini, 10 Ocak 1961’de yürürlüğe giren 212 sayılı yasayla yeni sosyal ekonomik haklar tanındığını anımsatan TGS Genel Başkanı Erinç, “Ancak bugün basın çalışanlarının içinde bulunduğu koşullar, 1952 yılından da geriye düşmüştür. Basın çalışanlarının büyük çoğunluğunun geleceği, iki işverenin iki dudağı arasındadır” dedi. Her geçen gün biraz daha tırmanan tekelleşme olgusunun, hem basın çalışanlarının haklarını hem de basın özgürlüğünü tehdit eder duruma geldiğini anlatan Orhan Erinç, şöyle devam etti: “Sendikal örgütlenmenin karşısında olan işverenler, halkın haberlere ulaşma hakkını da dolaylı olarak
kısmaktadırlar. Gazetecilerin sendikal haklarını savunamadıkları bir ülkede özgür basından söz etmenin de olanağı yoktur. Bu karmaşa içinde lotarya, gazetelerin ana amaçları arasına girmiş, teknolojiye ve lotaryaya kaydırılan yatırımlar, çalışanların ve okurların parlamento ve siyasal partilerin de basının içinde bulunduğu sorunlara gereken ilgiyi göstermediğini ortaya koymuştur.”
Basın Yasası’nda göreceli bir iyileştirme öngören basın kanunu değişiklik tasarısının TBMM’de ikinci yılını doldurduğuna dikkat çeken Erinç, şu görüşlere yer verdi:
ILO sözleşmeleri
“Fikir suçu kavramı, hem anayasadan hem de yasalardan çıkarılmamıştır. Fikirlerini açıkladıkları için cezaevine kapatılanların sayısı her gün biraz daha artmaktadır. ILO sözleşmelerinin bir bölümü onaylanmıştır. Ancak yaptırımları yasalarla belirlenmediği için uygulanamamakta, işverenlerin çalışanlara baskı yapma, keyfi olarak işten çıkarma girişimleri artarak sürmektedir. Basın organlarının büyük çoğunluğu, özlemi duyulan çokseslilik yerine; aynı görüşleri değişik kalıplarta yaymak, acımasız bir liberalizm uygulamasını şirin göstermek, laik ve ulusal sınırlar içinde bölünmez bir yönetim biçimi olan Türkiye Cumhuriyeti’ni küçümsemek gibi bir yola girmişlerdir”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli de “Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri” töreninde yaptığı konulmada, basının sorunlarına değinerek basının 1995 yılına birtakım sorunlarla ve kan kaybıyla girdiğini söyledi.
Çağdaş Gazeteciler Demeği (ÇGD) Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi de yaptığı açıklamada, basın özgürlüğünün ve çalışanların haklarının büyük ölçüde kaybedildiğini belirterek 10 Ocak Basın Bayramı nedeniyle “212 sayılı yasaya saygı” imza kampanyasını başlattı.
