Bu açıklama her an erişime engellenebilir!

Türkiye’de düşünce, ifade ve basın özgürlüğü mücadelesi kapsamında meslektaşlarımıza yönelik sansür, tehdit-şiddet, gözaltı-yargılamalar ile özlük haklarında yaşanan kayıpları kayıt altına aldığımız ve her ay kamuoyuna duyurduğumuz ‘Medya İzleme Raporu’muzun, 2023 yılının Mart ayına ait olan 57’ncisini sizlerle paylaşıyoruz.

ÇGD Medya İzleme Raporu Mart 2023

Yayın kuruluşları ile gazetecilerin geçen ay karşı karşıya kaldığı baskılarda öne çıkan yöntem, erişim engeli kararlarıydı. Günümüzde haber edinmek için kullanılan yaygın iletişim kanallarından biri olan internet haberciliği ve sosyal medya ağları, haberin çok sayıda kişi tarafından okunabilmesi ve hızla paylaşılabilmesi açısından güç odakları tarafından kontrolde tutulmak istenmektedir. Geleneksel kitle iletişim araçları olan gazete ve televizyonlar üzerinde kurulan kısıtlayıcı yöntemler, internet haber siteleri ile sosyal medya ağları üzerinde aynı mümkünlükte söz konusu olamadığı gibi bu alana yönelik her türlü baskı, yayın kuruluşu ya da sosyal medya hesabının kimine ait olduğuna bakılmaksızın, bir iletişim kanalına müdahale olarak algılanmaktadır.

Toplumsal ve sosyal içeriği ile basın özgürlüğüne müdahale bakımından öne çıkan erişim engellerini bulacağınız raporumuzda dikkat çeken gelişmelerden biri, erişime engellenen bir habere ilişkin yapılan haberin de erişime engellenmesiydi. Daha önce de başka haberler bağlamında yaşanan bu gelişme geçen ay, Karar gazetesinin AKP döneminde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı görevlerini de yürüten, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak’la ilgiliydi. Türkiye’nin, Irak anayasasına aykırı olarak Irak Kürt Yönetimi ile yaptığı petrol ticaretinden kaynaklı Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından cezaya çarptırılmasına ilişkin 28 ve 29 Mart tarihlerinde “Birileri götürdü cezası millete” ve “Parayı kazanan niye ödemiyor” başlıklarıyla yayınlanan haberlere, 30 Mart 2021 tarihinde mahkeme kanalıyla erişim engeli konuldu. Söz konusu haberlerin erişime engellendiğini duyuran Karar gazetesindeki habere de bir gün sonra erişim engeli getirildi. Hakaret, tehdit ve hedef gösterme dışında yaşanan bir gelişmenin gazetenin, basın özgürlüğü ve yayın politikası kapsamında yorumlayarak yayınlanmasına konulan her türlü engeller sansürdür; sansür de anayasal bir suçtur. Devlet gücünü sansür mekanizmasının parçası haline getirenler; erişim engeli kararlarıyla, duyulmasını istemedikleri haberin daha fazla duyulmasına sebep olduklarını göremeyecek kadar çağımızın gerçeklerinden uzaktırlar.

Erişim engeli kararları kapsamında yaşanan bir diğer gelişme, 1990’larda başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde kamu görevlileri ile sivillere yönelik saldırılarıyla bilinen Hizbullah bağlamında Hür Dava Partisi’ne (HÜDA-PAR) ilişkin yapılan haberlere getirilen erişim engelleriydi. HÜDA-PAR’ın, AKP ve MHP’nin öncülüğündeki Cumhur İttifakı’na dahil edilmesi sonrası yapılan Hizbullah içerikli haberlere, hele ki haberlerdeki içeriklerin çok geniş bir kesim tarafından zaten yıllardır biliniyor olmasına karşın konulan engel, sansürcü anlayışın bataklıkta çırpınmaktan farksız olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Geçen ay; Türkiye’de üye sayısı bakımından en büyük katılımcı sözlük olan Ekşik Sözlük’e 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri sonrası getirilen erişim engeli, kaldırılmasından bir gün sonra tekrar uygulandı. İfade Özgürlüğü Derneği‘nin (İFÖD) EngelliWeb projesi kapsamında faaliyet gösteren sitesine de Mart ayı içinde erişim engeli getirildi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), geçen ay da ‘işbaşı’ndaydı. Halk TV, FOX TV, Tele1, Flash Haber ve HaberTürk’ü cezalandırmayı es geçmeyen RTÜK, muhafazakar aile yapısına ilişkin eleştiriler içeren ‘Kızılcık Şerbeti’ isimli dizi nedeniyle Show TV’ye de ceza verdi. Daha önceki raporlarımızın çoğunda gündeme getirdiğimiz RTÜK’ün iktidarın sansür mekanizması haline geldiği tespitimizin yanı sıra yaşadıklarımız göstermektedir ki ehil ellerin uhdesinde olmayan cezalandırma yetkisi, doğrudan düşünce ve ifade özgürlüğüne saldırı amaçlı bir silaha dönüşmektedir. Bunun kaynağının da keyfilik olduğu açıktır. Hesap verme zorunluluğu olmadığını düşünenlerin, sırtını ‘saray’a dayayanların aldıkları kararlar, temel haklar açısından meşru olmadığı gibi, ‘saray fermanı’ niteliğindedir.

Geçen ay; AFP foto muhabiri Bülent Kılıç hakkında, İstanbul’da 2021 yılındaki ‘19. Onur Yürüyüşü’nü takip ederken, polisin boğazına bastırarak ters kelepçeyle gözaltına aldığı olaya ilişkin ‘görevi yaptırmamak için direnmek’ ve ‘hakaret’ suçlamalarıyla açılan dava, basına yönelik düşmanlığın gelebileceği noktaları göstermesi açısından acı bir örnek olarak kayıtlarımıza geçti. Kocaeli Barış gazetesi muhabiri Merve Dişli’nin, “AKP’li gençlere rağmen ocak kurmuşlar, gençlerin haberi yok!” başlıklı haber nedeniyle; AK Gençlik Ocakları Genel Başkanı Barış Çiftçi tarafından aranarak, “Bedelini ödeteceğim” denilerek tehdit edilmesi de raporumuzda yer alan gelişmelerden biriydi.

ÇGD Medya İzleme Raporu Mart 2023

 

Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu

ÖNE ÇIKANLAR

ÇAĞDAŞ DERGİ

BASIN AÇIKLAMALARI

EN SON...