TBMM’de bu hafta görüşülecek yeni Terörle Mücadele Yasası’na (TMY) tepki yağıyor: Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, “Savcılar gazete kapatabilecek, gazeteciler yine hapse atılacak” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi de tasarının değiştirilmesini istedi: Hukuk sisteminden kaldırılan yayın durdurma cezası, geri geliyor. Darbe döneminden karanlık bir dönem başlayacak.Haber: YURDAGÜL ŞİMŞEK / Arşivi
ANKARA – Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve bu hafta yasalaşması beklenen Terörle Mücadele Yasa (TMY) tasarısı, basına getirdiği yeni ağır yaptırımlar nedeniyle meslek örgütlerinin tepkisini çekti. Basın meslek örgütleri, gazetecilere yeniden hapis yolunu açan düzenlemeler için, ‘darbe dönemi gibi’ değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı): Türkiye terörle mücadele bahane edilerek üçüncü sınıf Ortadoğu ülkesi konumuna itiliyor. TMY, terör bir yana bırakılıp basınla ve düşünce özgürlüğüyle mücadele yasası biçimine getiriliyor. Savcılar gazete kapatabiliyor, gazete ve TV sahipleri, genel yönetmenleri cezaya çarptırılıyor. TMY tasarısı, düşünce açıklama özgürlüğünü tümüyle ortadan kaldırması bir yana en önemli tehlike olan otosansürü beraberinde getiriyor. Yazar ya da muhabir çalıştığı yayın organı, yönetici ceza almasın diye düşünerek, yazacağına sansür uygulayacak. Gazetecileri cezaevinden kurtarmakla övünen Türkiye yeniden cezaevlerini gazetecilerle, düşün insanlarıyla dolduracak.
Ercan İpekçi (Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı): Yeni Türk Ceza Kanunu ile basına getirilen kısıtlamalar nedeniyle açılan ve halen devam etmekte olan davalar bir kat daha artacak. 2004 yılında Basın Kanunu’nda yapılan değişiklikle Türk hukuk sisteminden kaldırılan yayın durdurma cezası, bu kez radyo, televizyon ve internet sitelerini de kapsam içine alarak tüm medya için yeniden gelecek. Bu koşullar altında, Türk basınında, darbe dönemlerinden daha ağır bir ‘karanlık dönemin’ başlaması uzak bir ihtimal değil. Gündelik yaşamın tamamını ‘terör amacıyla işlenebilecek suçlar’ kategorisine sokan bu düzenlemeler altında, eli kalem tutan herkes ve medya patronları, ‘amaçlarının terör örgütü faaliyeti olmadığını’ kanıtlamak için günlük mesailerini adliyelerde geçirecek. Tasarı demokrasiye aykırı ve düşünce özgürlüğünden vazgeçme anlamı taşımakta.
Basın örgütlerinden çağrı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Yayıncılar Birliği, Uluslararası Pen Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği temsilcileri de yaptıkları açıklamayla tasarının, düşünce özgürlüğü alanında elde edilen kazanımları geri aldığını vurguladı. Tasarının geri alınmasını isteyen basın örgütleri şöyle dedi:
“Söz söyleyen, yazı yazan, bir kitap veya makale çeviren ya da yayımlayan, terörle ilgili haber yayımlayan herkes, yani aydınlar, yazarlar, çevirmenler, yayınevi sahipleri, gazete sahipleri ve gazeteciler eski DGM’ler gibi özel yetkili mahkemelerde yeniden ve artan oranda yargılanmaya başlayacak.
Açılacak her soruşturma ve açılacak her dava başka sorunlar üretecek ve giderek ifade özgürlüğünden vazgeçilen bir ülke olmanın utancı yaşanacak.”
İşte tepki çeken maddeler
- İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek, kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak şekilde kişilere karşı terör örgütlerince suç işleneceğini veya terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerinin kimliklerini açıklayanlar, yayımlayanlar veya bu yolla kişileri hedef gösterenler, terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basan veya yayımlayanlara, muhbirlerin kimliklerini açıklayan veya yayımlayanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılacak.
- Bu eylemlerin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş sahipleri ve yayın sorumluları hakkında 1000 günden 10 bin güne kadar para cezası verilecek. Yayın sorumluları hakkında, bu cezanın üst sınırı 5 bin gün olacak.
- Terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş suçları ve suçluları övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınlar, hâkim kararıyla, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet savcısının emriyle tedbirli olarak durdurulacak. Cumhuriyet savcısı, bu kararını en geç 24 saat içinde hâkime bildirecek. Hâkim, 48 saat içinde onaylamazsa, durdurma kararı hükümsüz sayılacak.
- Terör örgütünün propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde ceza, yarı oranında artırılacak. Bu eylemlerin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında, 1000 günden 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Ancak, yayın sorumluları hakkında bu cezanın üst sınırı 5 bin gün olacak.
Haberin linki:
http://www.radikal.com.tr/politika/basina-yine-pranga-784319/