Cumhuriyet – 26 Mart 1996
Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekreteri Hatipoğlu, polisin taraflı davrandığını söyledi
‘Öğrenciye cop, ülkücülere destek’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Yüksek öğretim harçlarını protesto etmek için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni işgal eden öğrencilerin güvenlik güçlerince coplanmasına, demokratik kitle örgütleri yoğun tepki gösterdi. İstanbul’daki üniversite öğrencileri, yaptıkları ortak açıklamada, Ankara’da gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler.
İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği, gençlerin mücadelelerinde haklı olduklarını açıkladılar. Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu da polisin harçları protesto eden öğrencileri acımasızca döverken, ülkücü ve dinci öğrencilerin eylemlerini de destekler bir tavır takındığını vurguladı. Çağdaş Gazeteciler Derneği de bu saldırıda “basın emekçilerinin bilinçli bir saldırıya” uğradığını savundu.
Tahir Hatipoğlu, polisin döverek olayların büyümesine neden olduğunu savunarak, öğrenci döven polisin ülkücü ve dinci kesim öğrencilerinin eylemlerini destekler bir tutum takındığını vurguladı. Hatipoğlu, hükümet üyeleri, rektör ve dekanların öğrenci dövülmesini örtülü şekilde desteklediğine inandığını belirterek şöyle konuştu:
“Polis, güvenliği sağlamakla görevlidir. Oysa tam tersine, kışkırtıcı tavırla, güvenliği bozucu olmaktadır. Medya da yanlı yayın yapmaktadır. Bugün öğrenci, derdini anlatacak ne rektör, ne dekan ne de hoca bulabiliyor. Sokağa zorla itiliyorlar. Bu öğrencileri kucaklamak gerekiyor.”
Öğretim Üyeleri Demeği Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, öğrencilerin paralı öğrenimi kabul etmemelerinin toplumsal sorunlar karşısındaki duyarlılıklarının göstergesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgularken, devletin harç kredisi vermesinin yüksek öğrenimin özelleştirilmesiyle ve öğrenim harçlarının anormal boyutlarda arttırılmasıyla doğan soruna çözüm getirmediğini bildirdi. Işıklı, Türk halkının, gözüne top çarpan Başbakan Mesut Yılmaz’ın oğluna kendi oğlunun başına çarpmışcasına üzüldüğünü, türkü söyleyip halay çeken gençlerin yerlerde sürüklenerek başlarının ezilmesi karşısında da Yılmaz’dan aynı duyarlılığı beklediklerini bildirdi.
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Başkanı Naciye Erkol ve Çağdaş Hukukçular Demeği Ankara Şube Sekreteri Hülya Sarsam da ortak yazılı açıklamalarında, yurttaşların yasalarca güvence altına alınan yaşam hakkını korumakla görevlendirilen devletin, bu hakları güvenlik güçlerini denetlenemez biçimde fiili yetkilerle donatarak ve seyirci kalarak yok etmeye çalıştığını savundular.
Açıklamada, gençliğin mücadelelerinde haklı olduğu, Türkiye’nin de imzaladığı insan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde her insanın sahip olduğu eğitim hakkının parasız olduğu kaydedildi. Parasız eğitim hakkı ve eğitimde fırsat eşitliğinin anayasanın 2. maddesinde düzenlenen “sosyal devlet” ilkesinin gereği olduğu vurgulanan açıklamadı, haklı istemlerini dile gerinmek için Kızılay Meydanı’nda bir araya gelen öğrencilerin copla Sıhhıye’ye doğru sürüklendiği ve kurulan barikatla DTCF’ye kapatıldığı ileri sürüldü. Güvenlik güçlerinin saldırısı sonucu 200’den fazla kişinin yaralandığı kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Kolluğun görev ve yetkisi yasalarla sınırlanmıştır. Sanığı mahkûm edip, ceza uygulaması görev ve yetkisi dışındadır. Oysa, kolluk kendini başka yetkilerle donatılmış sayıyor. Şiddet, işkence uygulamayı olağan hale getiriyor. Polis şefinden Adalet Bakanı yapılmasıyla da buna açık onay veriliyor. Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz. Eylem, Terörle Mücadele Yasası kapsamına hiçbir şekilde girmemesine karşın. gençler Terörle Mücadele Şubesi’nde gözlem altındadırlar.”
CHP Ankara İl Başkanı Haydar Doğan da yazılı açıklamasında, öğrencilere yapılan saldırının bir kez daha polisin ne kadar saldırgan olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek “Polisin bu saldırgan tavrını derhal terk etmesini, kamuoyu önünde 18-19 vaşındaki gençlerimizi hunharca dövenler hakkında derhal soruşturma açılması ve yargının gecikmeden harekete geçmesini bekliyoruz” dedi.
ÇGD Ankara Şubesi’nin önceki gün yapılan 3. Olağan Kongresi sonunda yayımlanan bildiride, basın mensuplarının polis tarafından dövülmesi ve filmlerine el konulması kınandı. Güvenlik güçlerinin son günlerde demokratik haklarını kullanan öğrenciler, işçiler ve öğretmenlerin can güvenliğini tehlikeye attığının, gerçeklerin kamuoyuna yansıtılmasını engellemeye çalıştığının öne sürüldüğü bildiride, “Basına yönelen şiddetin bir bedeli olduğu unutulmamalıdır. Coplarını acımasızca indirenler, kalemin silahtan daha güçlü olduğunu er ya da geç anlayacaktır” görüşüne yer verildi. Bildiride, “Ankara’daki son öğrenci olaylarını görevi gereği izleyen basın emekçilerine yapılan saldırının son olmayacağı açıktır. Ancak bunun basın emekçilerini yıldırmayacağı bilinmelidir” denildi. İstanbul’daki üç üniversitede öğrenciler, yaptıkları açıklamalarla Ankara’daki olayda gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler.
Üniversiteli Öğrenciler Platformu adına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yapılan açıklamada, şöyle denildi:
“Amacımız, rektörlere sesimizi duyurmaktı. Ankara’daydık. Çünkü sorunun asıl muhatabı bizlerdik ve bizlerin söz söyleme hakkı olmalıydı. Bu toplantıdan, gençliğe yeni saldırı kararları çıkacaktı. Seyirci kalamazdık. 127 arkadaşımız hastanelik oldu. Hastanedeki ağır yaralılar, izin vermek istemeyen doktorlar, dövülerek ve servis görevinden alınarak karakollara götürüldü. 300’den fazla arkadaşımız vahşice dövülerek gözaltına alındı. Atılım’dan iki, Alınteri’nden bir, Özgür Gelecek’ten bir muhabir gözaltında.”
Yıldız Teknik Üniversitesinin bahçesi ile İTÜ’nün Maslak’daki kampusunun yemekhanesinde de toplanan öğrenciler, arkadaşlarını ve gazetecileri döven polisler hakkında dava açılmasını istediler.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem, öğrencilerin Ankara’da gerçekleştirdiği eyleme polisin müdahalesini kınadıklarını söyledi. Erdem, yaptığı yazılı açıklamada polisin, “tarihsel koşullanmasını sürdürüp öğrencileri toplumsal suçlu” olarak gördüğünü belirtti.
Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Bayram Yıldırım ise yaptığı açıklamada, Ankara’da toplanan binlerce öğrencinin “bazı çıkar çevrelerinin üniversitelerin özelleştirilmesi isteklerine” karşı çıktıklarını söyledi.
Nakliyat-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da “Üniversite gençliğinin haklı ve meşru eylemlerine yönelik vahşi polis saldırısını kınıyor, gözaltına alınan ögrencilerin hemen serbest bırakılmasını istiyoruz” denildi.