Cumhuriyet, Deniz Teztel, Güneş Gürson – 25 Nisan 1994
Tüm kent halkı, fabrikaları için ayağa kalktı
Binler haykırdı! ‘Karabük kapatılamaz’
► Karabük’te dün, binlerce işçi, esnaf, sanayici ve tüccar el eleydi. Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı, işçilerin başlarına “siyah” bant taktığı “Karabük Kapatılamaz” mitinginde, hükümet ağır şekilde eleştirildi. Ankara ve Denizli’de de pahalılık ve KİT’lerin kapatılması kararları protesto edildi.
DENİZ TEZTEL – GÜNEŞ GÜRSON
ANKARA / KARABÜK – İşçi ve memurlar, Ankara, Karabük ve Denizli’de düzenlenen mitinglerde, “Pahalılığı, işsizliği, KİT’lerin özelleştirme ve kapatılmasını” protesto ettiler ve hükümeti “istifaya” çağırdılar.
Karabük’te dün işçi, sanayici, tüccar ve esnaf, Türkiye’nin ilk ağır sanayi kuruluşu olan Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın kapatılmak istenmesine karşı el eleydi. Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı, işçilerin başlarına ‘Siyah’ bant taktığı “Karabük Kapatılamaz” mitinginde, hükümet ağır şekilde eleştirildi.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Karabük Garajı’nda toplanan Karabüklüler, demokratik kitle örgütleri, Zonguldak kömür ocaklarında çalışan işçiler ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen Özçelik-İş Sendikası’nın yöneticileri, oluşturulan kortejle birlikte saat 12.00’de Atatürk Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Karabük işçilerinin başlarına siyah banı taktıkları yürüyüş sırasında. “Vur vur inlesin, hükümet dinlesin”, “Hükümet istifa”, “İşçi-memur el ele genel greve”, “Caney caney işte meydaney, melek yüzlü şeytan nerdesin haney” sloganları atıldı ve hükümet alkışlarla protesto edildi.
“Anahtardan vazgeçtik, fabrikadan vazgeçmeyiz”, “Birileri gidecek, bacalar tütecek”, “Demir-Çelik’in kapatılması Karabük için ölümdür. Ölümle uzlaşma olmaz” pankartlarının bulunduğu meydanda toplanan kalabalık, Zonguldak milletvekilleri Şinasi Altınel, Ömer Barutçu ve Adnan Akın’ın aleyhine de sık sık slogan attılar. En çok Karabük birinci bölgeden milletvekili olan Altınel eleştirildi. Bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesinden sonra bir konuşma yapan Özçelik-İş Karabük Şube Başkanı Tamer Canyurt, “Gün, mücadele günü. Gün, Karabük’e sahip çıkmanın günü. Gün, Karabüklü’nün Karabük’e borcunu ödeme günü” dedi.
Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Metin Türker de “eylemlerine, kavgalarına verdikleri 15 günlük aradan sonra yeniden başladıklarını” belirterek 15 günlük süre içinde Cumhurbaşkanı, hükümet yetkilileri ve siyasi parti yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını anlattı. Türker, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın’la da görüştüklerini ve görüşmeler sonucunda SHP Genel Sekreteri başkanlığında bir komisyon oluşturulduğunu söyledi. Bu komisyonun önceki gün Karabük’te çalışmalarına başladığını belirten Türker de, üç milletvekiline çattı. Milletvekillerinin kendileri için hiçbir şey yapmadığını, kapatılmaya karşı çıkmadıklarını kaydeden Türker sözlerini şöyle sürdürdü:
“Adnan Akın diye bir milletvekilimiz var. Allahı aşkına bunu göreniniz var mı? Benim oğlumun adı da Adnan, oğlumu gördükçe içimden tokatlamak geliyor. Sayın Şinasi Altıner’e bir tavsiyem olacak: Lütfen seçim bildirgeni bir kere daha oku ve büyük bir aynanın karşısına geç, dikkatle aynaya bak sonra istersen aynaya, istersen yüzüne tükür.”
Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’nın kapatılması ve özelleştirilmesinin Karabük için ölüm olacağını belirten Türker, “Ölümde uzlaşma olmaz. Şayet ölüm varsa kaderde Ankara’nın dört bir yanında çiçekler açacak, ateşler yanacak, ama bacalar tütecek” dedi.
Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik de, hiçbir gücün Karabük’ü kapatamayacağını savunarak “Karabük’ü kapatmaya hükümetin gücü de ömrü de yetmez” diye konuştu. Çelik, Zonguldak ve Karabük’te bulunan KİT’lerin stratejik önemi bulunan KİT’ler olduğunu, buraların kapatılması halinde ülkenin bağımsızlığının tehlikeye gireceğini kaydetti. Hükümetle uzlaşmaya çalıştıklarını ancak hükümetin uzlaşmaya yanaşmadığını belirten Çelik, şunları söyledi:
“Biz, uzlaşma ihtiyacı duyuyoruz, ama hükümet duymuyor. Çiller’e bir çift sözüm var. ‘KİT’leri kapatırım orada çalışanları atarım’ diyor. Bunu ninem de yapar. Sen bostan korkuluğu musun? Seni oraya niye oturttuk? Sana niye ekonomi okuttuk? Hadi canım sen de Karabük’ü kapatamazsın.”
Türk-İş de, 27 yıl aradan sonra Ankara-Tandoğan’da düzenlediği mitingde, hükümeti ikinci kez istifaya çağırdı. Çalışanlar, Ankara’da işsizliğe, pahalılığa ve işyeri kapatmalarına “Hayır” dediler. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, KİT’lerin kapatılması durumunda “genel grev” yapacaklarını vurgulayarak, çalışanları “parti kurmaya” çağırdı.
Tandoğan Meydanı ile Celal Bayar Bulvarı’nın kesiştiği alanda yapılan “İşsizlik ve Pahalılığa Hayır” mitingine yaklaşık 30 bin çalışan katıldı. Hükümetin yuhalandığı ve istifaya çağrıldığı mitingde “Hükümet İsrailliyi, biz Filistinliyi ovnuyoruz”, “İşçiyiz, güçlüyüz, kazanacağız”, “İşçi memur el ele, genel greve”, “Vur vur inlesin. Ankara dinlesin”, “Çok zor kazandık, kolay vermeyeceğiz”, “Acı reçete istemiyoruz”, “Sattırmayız KİT’leri, Amerika itleri”, “Silkele başkan, düşecekler”, “Genel grev hakkımız, söke söke alırız” sloganları atıldı. Alanda, “Haziranda işbaşı, ağustosta kapı dışı”, “Kâr, faiz size; kemer sıkmak bize”, “3 ay çalışıp, 9 ay yiyeceğiz”, “Kalkınma, fabrikaları kapatmak değildir”, “Mezarda emekliliğe hayır”, “KİT’lerin kâr-zararını dönekler ve palavracı Yaramancı’lara değil, bize sorun”, “Paralı eğitime hayır” yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı dikkat çekti.
Ankara’da “tarihi bir gün” yaşandığını vurgulayarak konuşmasına başlayan Türk-İş Başkanı Bayram Meral, 12 Eylül’den sonra zenginlerin kârını 100 kat arttırdığını, işçinin alınterinin karşılığının sıfıra düştüğünü belirtti. Miting alanının yakınındaki bir ağacın üzerine İşçi Partisi bayrağını asan bir kişiyi görünce konuşmasına ara veren Meral, “İşverenler göndermiştir. Onu lütfen asmayın. O işverenler, bizi birbirimize düşürdüler. Tahrik olmayın” dedi. 4 kişilik bir ailenin sabah, öğlen ve akşam birer simit yiyip, çay içmeleri durumunda ayda 2 milyon 160 bin lira tutarında gıda harcaması yapmaları gerektiğini belirten Meral, asgari ücretin 1,5 milyon lira olduğunu anımsatarak “Sen, bundan ne fedakarlık bekliyorsun. Utan” diye konuştu. Hükümetin KİT zararlarına ilişkin açıklamalarının “yalan” olduğunu ileri süren ve Başbakan Tansu Çiller’i isim vermeden, “sermayenin maskotu” olarak eleştiren Meral, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “Merkez Bankası Kanunu’nu geri çevirmesi” çağrısında bulundu. Meral, “Bu kanun geri çevrilmezse, bu meydanları dolduran, siyaset yasaklarını kaldıran işçi, sana hakkını helal etmeyecektir” diye konuştu. Meral, Başbakan Tansu Çiller ile Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın’a da, “Sayın hükümet, Sayın Başbakan. Sayın Başbakan Yardımcısı; yaptıklarınız ve söyledikleriniz doğruysa, gelin, burada halka anlatın” diye seslendi. Alandakilere “KİT’ler kapatıldığı zaman genel greve evet mi” diye soran Meral, “Evet” yanıtını alınca “Hay ağzınıza sağlık sizin” dedi. Geçici işçileri “işe alınmazlarsa, ay başında Başbakanlık’ın önüne gelmeye” çağıran Meral, hükümete kamu bankalarını özelleştirme önerisi yaptı. Meral’in konuşması sırasında, Ankara Paralı Eğitime Hayır Platformu pankartı taşıyan bir grubun “Kahrolsun sendika ağaları” sloganını attıkları dikkat çekti.
Demokrasi Platformu adına konuşan gazetemiz yazarı ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi de, işçi ve köylünün “Türk ulusunun efendisi” olduğunu belirterek işçilerin yönetime katılması gerektiğini söyledi. DİSK Genel Başkan Vekili ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı İsmail Hakkı Önal, çalışanların hak, aş ve ekmek için toplandıklarını ifade ederek emekçilerin “sınıfsal birlikteliğinin” zorunlu olduğunu söyledi.
Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi de ekmeğin bir yarısının çalışanların elinden alındığını, diğer yarısının da alınmak istediğini söyledi. Bunlara “dur demek” için çalışanların gücünü göstermesi gerektiğini vurgulayarak “Asgari ücret 215 dolar ederken, bugün bu paket sayesinde, 30 dolara düştü. Bu gösterge yetmiyor mu hükümete? Bize zulüm edenlere, hep birlikte gücümüzü göstereceğiz. ‘Hayır, hayır, hayır’ diyeceğiz” dedi.
Denizli mitingi
Denizli’de de, memur ve işçi sendikalarınca “Zamlara ve özelleştirmeye hayır” mitingi düzenlendi. Delikliçınar Meydanı’nda düzenlenen mitingde, memur sendikaları adına hazırlanan bildiri, Yapı Yol-Sen temsilcisi Osman Arslan tarafından okundu. Bildiride, 5 Nisan Kararları eleştirilerek “14 yıldır aynı şeyler söyleniyor. Zam deryalarında boğulanlar ise hep dar gelirliler oluyor” denildi. Mitingde, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası Şube Başkanı Ahmet Savaş Özdemir ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Necati Saygın da birer konuşma yaptılar. Miting sonrasında, Delikliçınar Meydanı’ndan Atatürk Caddesine kadar, bazı siyasi partilerin yöneticileri ve dernek temsilcilerinin katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüş sırasında “işçi kıyımına son”, “İşçi-memur el ele, genel greve”, “Zamlar geri alınsın”, “Hükümet istifa” şeklinde sloganlar atıldı.