Domuzlarla Ekonomi-Politika…

Cumhuriyet, Mustafa Ekmekçi – 4 Nisan 1993

ANKARA NOTLARI / MUSTAFA EKMEKÇİ

Domuzlarla Ekonomi-Politika…

Cumhuriyetin Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç’ten. bir kitap sayfasının altına düşülmüş şu notu aldım:

“Sevgili Ekmekçi,
Yukarıdaki sayfa Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ın 20 Ekim 1966 günü ‘Bilim Yazarları ve Halka Doğru Bilgi Semineri’nde yaptığı konuşmanın fotokopisidir.

Aidiyeti cihetiyle sunuyorum. Selam, saygı, sevgi.”

O konuşmasının bir yerinde, Prof. Sadi Irmak, şöyle demiş:

“… Konuşmamı bitirmezden önce bu mevzuda himmeti geçmiş olan büyüklerimizi kısaca anmak istiyorum.

İlmi vülgarizasyonun (halka mal etmenin) ilk mümessili AHMET MİTHAT EFENDİ’dir. Dr. Milaslı HAKKI birçok yazılarıyla faydalı olmuş, bu meyanda domuz etinin haram olmadığını ispata çalışmıştır…”

Daha var, ancak Orhan Erinç’in “Aman Ekmekçi, kaçırma” diye altını çizerek yolladığı en önemli tümce bu. Dr. Milaslı HAKKI’nın domuz etinin haram olmadığını saptamaya çalıştığı yazıları. Bu yazıları bulmaya çalışacağım. Dr. Milaslı HAKKI’yı nasıl bulabileceğimi araştıracağım.

Cumhuriyet’te “domuz eti” ile ilgili yazıları yazmaya başlayalı çok oldu. Bu yıllar içinde dinsel yasaklar, “tabu”lar, büyük ölçüde yıkıldı. Laik bir toplumda, dinsel kurallara göre değil, yasalara uyan biçimde yaşama zorunluluğu, çoğunlukla benimsendi denebilir. Yavuz Donat bir yazısında açıklamıştı; Almanya’da Türk işçiler arasında domuz eti yiyenlerin oranı yüzde 20’ye varmış. Almanya’da işçilerin, çocuklarının geleceğini düşündükleri anlaşılıyor. Beslenemeyen bir toplum, “geri zekalı” kalmaktan kurtulamaz. Aziz Nesin, “Domuz eti yemediği için”, Türk halkının yüzde sekseninin “aptal”, “enayi” olduğunu söylemiş, kurnazlar da kıyameti koparmışlardı. Kurnaz, zeki demek değildi 12 Eylül döneminde, ne kurnazların halkı soyup soğana çevirdiklerini görüp yaşamadık mı? “Köşe dönmeye” alışkın olanların, daha neler yapabileceklerini sezmiyor muyuz? Sezmeyenler, neden sezmiyorlar ki?

“EP”, Ekonomi Politika sözcüklerinin baş harflerinden oluşan haftalık bir derginin adı. Ekonomi ağırlıklı, genç gazetecilerin emek verdikleri bir dergi. Sahibi, Aydın Doğan, yani dergi Milliyet’in yavrusu. Milliyet’te uzun yıllarım (dokuz yıl) geçtiği için, bu gazete ile yayınlarını izlememezlik edemem. EP’nin 28 martta çıkan 18. sayısı, dergide yer alan bir haber nedeniyle gazetenin sahibince. İstanbul’da toplatılmamış olsaydı, EP üzerinde duracak değildim. Derginin kapağında “Uzan Ailesi Nereden Koşuyor?” yazısı vardı, iç sayfalarda da, hemen herkesin bildiği şeyler yanında, ilginç bilgiler de vardı. “Yalancıktan promosyon büyük tiraj” başlıklı bölümde şöyle deniyordu:

“Kemal Uzan’ın 60’lı yılların ortalarında giriştiği Yeni İstanbul macerası da böyle bir olay. Babıali’deki ilk büyük transferleri gerçekleştirerek pekçok ünlü gazeteciyi yanına alan Uzan, yine ilk promosyonu yapan kişi. Ama ilk promosyonla birlikte, gazetelerin verdikleri hediyeler konusunda ‘ilk şüphe’ anıtını diken de yine Uzan.

Kuponla çekilişe katılacaklara bir ev vereceğini Yeni İstanbul’da ilan eden Kemal Uzan, bu kampanya İçin Galatasaray’daki evini koyar ortaya. Kampanya gerçekten de ilgi çeker. Yeni İstanbul’un tirajı artar, o dönem için çok yüksek sayılan bir düzeye, 100 bine çıkar. Ama ilan edilen kampanya süresi sona erdiğinde ve gazeteye hediye ev çekilişi için kuponlar yağmaya başladığında, Uzan kara kara düşünmeye başlar. Nasıl sıyrılacaktır bu işten?.. İddialara göre, sonuçta, gazeteye bambaşka bir iş için gelen bir ‘gariban’, boy boy resimleri çekilerek ve bir kağıda göstermelik bir imza attırılarak ‘yalancıktan’ hediye evin sahibi ilan ediliverir. Gazeteye ev sahibi olma hayaliyle kuponları biriktirerek gönderenler hayıflanıp dursun, Uzan kendisine yakıştırılan çeşitli sıfatları hak edercesine sıyrılıverir bu beladan…”

“EP”de, bunlardan başka Uzan’ların bankacılığı, çeşitli alanlardaki becerili girişimciliği anlatılıyor. Domuzuna domuzuna, güzel bir gazetecilik…

Dergi çıkar çıkmaz, Uzan’lar harekete geçiyor, açıklama yapacak, hukuk yollarına başvuracak yerde, Milliyet’in sahibi Aydın Doğan’a söyleyip, dergi yöneticilerinin cezalandırılmasını sağlamaya uğraşıyorlar. Daha önce yazıları görmüş, yayımlanmasında bir sakınca görmemiş olan “Murahhas Üye, Genel Müdür” Muhittin Kazımoğlu da arada kalıyor. Dergi, İstanbul’da gazete tarafından toplatılıyor (Ankara’da satılıyor!).

Derginin yöneticilerinden Aydın Demirer, Fehmi Köfteoğlu, bir de haberi yazan Hakan Güldağ, görevlerinden uzaklaştırılınca, bunların da aralarında bulunduğu 24 dergi çalışanı görevlerini bıraktılar. Bunların adları şöyle:

Yücel Göktürk, Can Kozanoğlu, Ragıp Duran, Siren Hazardağlı, İsmet Özkul, İdris Adil, Talip Aktaş, İsmet Hazardağlı, Kemal Can, Saruhan Oluç, Hakan Güvenç, Mehmet S. Sönmez, Mehmet Öngeoğlu, Sinan Hıncal, Cengiz Erdinç, Gamze Kutluk, Tanıl Bora, Doğan Tarkan, İrfan Akgündüz, Selami İnce, Metin Bilişli…

Ayrılanlar, “Ekonomi Politika’nın ücretsiz veda eki” başlıklı bir açıklama yaptılar. “Temiz Toplum Kampanyası-‘Pislik’ kaldı, EP kaldırıldı” başlıklarını attılar.

Çağdaş Gazeteciler Derneği ile Ekonomi Muhabirleri Derneği, ortak açıklamalarında EP’de yaşanan olayları protesto ettiler.

ÖNE ÇIKANLAR

ÇAĞDAŞ DERGİ

BASIN AÇIKLAMALARI

EN SON...