Bir süre önce tamamen soyut olduğu değerlendirilen “kırmızı çizgilerini” açıklayan RTÜK’ün, bu soyut çizgileri gerekçe yaparak “ceza sopasını” göstermeye başladığını görüyoruz.
RTÜK’ün kırmızı çizgilerinin, “basın özgürlüğü” ve “demokrasi” olması gerektiğini düşünüyoruz.
ÇGD olarak, “düşünce ifade ve basın özgürlüğünün Türkiye’de tam olarak gerçekleşmesi” amacımızdan sapmadığımızı bir kere daha ilan ediyoruz.
Bu kapsamda RTÜK’ün, ülkemizde kamu adına yargı yetkisini kullanan mahkemeler varken, bize göre adeta bu mahkemeler yerine geçerek, ülkemizde yayın yapan dijital platformlara üst sınırdan idari para cezası yaptırımına karar vermesini reddediyoruz.
Ayrıca bu yapımları beğenmeyenler, ücretini ödeyerek üye oldukları bu platformlardan istemeleri halinde ayrılabileceklerken, RTÜK tarafından bu platformların cezalandırılmış olmasını da “sansür” olarak değerlendiriğimizin bilinmesini istiyoruz.
Yasama görevini yürüten TBMM’nde görev yapan milletvekillerini, daha önce de birçok televizyon kanalını cezalandıran RTÜK’ün, son olarak dijital platformlara uyguladığı bu yaptırımlara karşı gerekçe yaptığı yetkilerini acilen tartışmaya açmaya çağırıyoruz.
