Çağdaş Dergi: Sayı 3

Benim, Senin, Bizim Olan: TRT

TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu), sosyal ve siyasal tarihimize yönelik tutulacak bir merceğin odaklanacağı birkaç yerden biridir.

“Neden” diye sorulursa; birçok yanıtı olmakla birlikte, yanıtlar arasında en öne çıkanı, her halde yaşanan gelişmelere-dönüşümlere paralel TRT’ye ‘yüklenen’ siyasi misyon olacaktır.

TRT resmi bir kurumudur ve bu yüzden de siyasal alandaki dönüşümlerin en çok yansıdığı yerdir. İnşa edilmek istenen kamusal alanın ilk yansımaları TRT üzerinden gözlemlenebilir, anlaşılabilir.

TRT’nin kamu kurumu olma kimliği kadar, hatta daha da önemli bir başka özelliği – unutturulmak istenen – ise sahibinin halk olduğudur.

TRT, gelirlerinin büyük kısmı elektrik faturalarından aktarılan vergi ile bandroller üzerinden alınan paydan oluşmaktadır ki öyle popülist söylemle değil, gerçek anlamda halkındır.

Bu nedenledir ki Kamu Hizmeti Yayıncılığı denilince, yani halk kavramının nitel anlamda öznelleştirildiği kamuyu esas alan yayıncılığın adresidir TRT.

ÇAĞDAŞ DERGİ’nin ilk dört sayısını planlarken, konu başlıklarından birinin ‘TRT ve Kamu Yayıncılığı’ olması gerekliği üzerinde çok yakın görüşlere sahiptik. Sorun TRT ve Kamu Yayıncılığı dosyasının nasıl işleneceğiydi.

Bir dönemin tek kanalı, Türkiye’de özel televizyon yayıncılığının hem bilgi hem de insan kaynağı, bizi istenirse ortaklaştıran istenirse ayrıştıran, siyasi iktidarların hoyratça kullandığı…

TRT’yi masaya yatırmanın ağırlığını hazırlık çalışmalarımızda bir kez daha yaşadık. İşlediğimiz diğer dosya konularına göre daha fazla hassas ama bir o kadar da keskin olmak gerektiğini anladık.

Benim, senin, bizim olan TRT üzerinde düşündük; umarım sizleri de düşündürürüz.

Keyifli okumalar,

Can Güleryüzlü

ÇAĞDAŞ DERGİ_3. SAYI‘yı indirmek için tıklayın